DiCaprio beyaz perdede gençliğinden beri hep ilgi çekici bir kişilik ve oyuncuydu, tutkusu ve başarma azmi yüksekti; ancak hiç bir zaman kendi karakteri dışında bir rolü olmadı, iyi bir karakter oyuncusu olamadı... beyaz perdenin gölgesinde büyüyerek yetişen kendini, her fırsatta büyük bir tutku ve inandırıcılıkla beyaz perdeden tekrar geri verdi; her karakterde Leonardo’yu özenle tekrar tekrar oynayarak!...
“Aviator”da, “Blood Diamond”da, “The
Wolf of Wall Street”te, “J. Edgar”da, “The
Great Gatsby”de, farklı kuşaklardan çok yetenekli aktörlerin bir araya
geldiği “The Departed”da ve çok iyi
bir film olan “Inception”da hep aynı
adamdı aslında... “The Beach”, “Gangs of New York”, “Catch Me If You Can”de ve “Titanic”te
de aynı adamın gençliği... “The Revenant”da kendini bir başka beden
ve şartta iyi oynadığı filmlerden sadece biri ...
Leonardo’nun
etkileyici, sağlam ve kendisini unutturucak bir karakter oyunculuğu olmadı; bu
riske hiç girmek istemedi... ciddi, tutkulu, özverili, çalışkan ve disiplinli bir aktör olduğunu kanıtladı artık ama bir karakter oyuncusu olmadı,
olamadı... asla hiçbir rolde oynadığı kişiyi kendi gölgesinden
kurtaramadı...
Leonardo
oynadığı bu karakterlerdir zaten, oynadığı her karakter odur, kendisidir...
yaşıyla, tecrübesiyle birlikte oyunculuğu da kusursuz bir sanatsal sahteliğin
spot ışıklarında büyümektedir. Ortada
büyük bir gerçeklik anlatısı dışında oyunculuk açısından bir sanat yoktur, Leo
son olağanüstü sanatsal sahtekarlıktır... her büyük sahtekarlık gibi cezbedici,
hayranlık uyandırıcı, göz alıcı, göz kamaştırıcı! Büyük bir hata yapmadıkça bu
iyi satan genç adam (hala) üzerinden birçok şey görkemli bir şekle sokularak
satılabilir hale getirilecektir... alkışlamak istersiniz tüm körlüğünüzle...
Tümüyle
gerçektir Leonardo, sinemada ödül alamayacak kadar gerçekliğin bir oyuncusudur,
oynadığı roller o kadar Caprioatif’tir
ki oynadığı kişilerin gerçekliği silinir... hayır! o bir karakter oyuncusu
değildir; farklı zamanlarda farklı kimliklerde, farklı bedenlerde ortaya çıkan
tek bir ruhun görüntüsüdür; kendinin... ama bu konuda çok başarılı bir
aktördür... Leo oynadığı insanların yerine geçer kişiliğinin,
tutkusunun, arzusunun görkemiyle...
Oysaki filmde
kötü adamı oyanayan Tom Hardy çok daha
iyi bir iş, çok daha iyi bir oyunculuk sergilemiştir. Hardy'i görmeyiz asla
oynadığı karakterde... Fitzgerald’ı
görürüz, hayatın her alanında gördüğümüz bir karakteri; kötülüğü şartlar ve
hayata bakış kültürü ile rasyonelleştirilmiş bir karaketeri çok iyi
yorumlamıştır, kendini tamamen kaybettirmiştir.
Kötülüğü çok
tanıdıktır, hayatımızın her alanında karşılaşabileceğimiz bir durumdur; belli
kavramlar, değerler, düşünceler adına “normal” olana ortalama düzeyde uyum gösteren ve daha iyi durumda olan
herkesin iyiliği için yapılan toplumsal kötülüklerdir bu kötülükler... Kötülüğü
anlamak mı istiyoruz, öncelikle daha iyi durumda olanlar için yaptığımız
iyilikleri düşünelim, karşılığı olan iyiliklerimizi düşünelim!...
Leonardo
oyunculuk piyasasında herşeyden önce tutkusu, işine saygısı, hırsı ve disiplini
ile hem ulaştığı hem de ona verilen; günümüzün koşullarına göre görece az
sayıda filmde en önemli rolü oynama hakkı ve imtiyazını hiç bozmamıştır.
Kendini riske atacak bir rol üstlenmemiştir. Kimse de hem kendilerini sıkıntıya
sokmamak hem de oynadığı filmleri altına çeviren simyacı edasındaki Leo’yu
üzmemek için tutkunun, işine olan saygının, hırsın ve disiplinin bir karakter
oyuncusu olmaya yetmeyeceğini ona söylememiştir!...
Leonardo’dan tam bir kuşak öncesi olmasa da farklı bir dönemin ve tarzın aktörü
olan ve çok önemli boşroller üstlenip yıldız oyuncu olduğunu kanıtlayan Brad Pitt’i bu çerçevede değerlendirebiliriz. Çok gençken onun için bir
fırsat olan “Thelma&Louise”deki
rolünü tam olarak saymasak da; ki bir karakterin farklı hallerinin, görünümlerinin ötesinde
farklı karakterleri de oynayabileceğini göstermesi açısından kendisi için çok
başarılı bir oyunculuk olduğunu ifade etmeden geçemeyeceğim... Pitt “Seven”
ve “Fight Club”da üst düzey
oyunculuklar sergilemiştir. “Inglorius Bastard”da
teatral bir roldedir ve karakteri çok iyi yorumlamıştır. Ama bir rolü vardır ki
böyle bir kariyerdeki oyuncu için cesaret gerektirir. Guy Ritchie’nin senaristiliğini ve yönetmenliğini yaptığı “Snatch” adlı filminde oynadığı Mickey O’Neil adındaki Çingene karakterinde tek bir kelimesi
bile anlaşılamadan konuştuğu ingilizcesi ile nefis bir oyunculuk
sergilemiştir... imajına ve şöhretine rağmen kendini Mickey’de
kaybedebilmiştir...
Leonardo’nun hiç
bir zaman cesaret edemediği oyunculuk böyle bir şeydir! Bir de gerçek bir
karakter oyunculuğundan konuşurken çok kısa da olsa, (aksi takdirde açtığım bu parantezi kapatamam ve ana konuyu her yönüyle
aşan bir değerlendirmeyle yeni bir yazı yazmış olurum) bahsetmeden
geçemeyeceğim bir dev var; Marlon Brando!... 1972 yılında hem “The Godfather”da Don Carleone rolüyle muazzam bir
performans sergilemişken, aynı yıl Bertolucci’nin orjinal adı “Ultimo tango a Parigi”
olan Paris’te Son Tango filminde Paul karakteri ile, tek başına bir
filmin nasıl baştan sona alıp götürüldüğünün kanıtını olağanüstü bir oyunculuk dersiyle
ortaya koymuştur. İki filmi de iyi izlemiş olanlar, haydi gözlerinizin önüne
getirip bir düşünün oynadığı iki karakteri de Brando’nun!... son büyük teatral
oyuncudur Brando!...
Hayatta
gördüğümüz gerçekliklere gözümüzü itinayla kaparken, sinemada gerçeklikler üzerinden binbir çeşit kamera ve çekim teknikleri, bilgisayarların olağanüstü
desteği ile üretilen basit fikirlerin görselliğinin sanatsallığıyla
aldatılırız... kendimizi aldatırız...
The Revenant gerçeklerden yola çıkıp bizi aldatmış, gerçeği ve sanatı hafife almış ve bir anlamda aşağılamıştır. Ne filmin kendisi, ne yönetmeni, ne de başrol oyuncusu Leonardo herhangi bir
ödüllendirmeyi hakedecek orjinal bir yapımın parçaları değildir... asla
değildir,
“Oscar”lı oyuncular arasına girmek için çırpınan Leonardo her zamankinden farklı bir oyunculuk, bir karakter oyunculuğu gösterememiştir. Eğer vereceklerse oynadığı filmlerdeki oyunculuğundan dolayı değil de, artık tadı kaçmak üzere olan tutkusuna ve hırsına versinler de o da rahatlasın bizde kurtulalım bu saçmalıklardan...
“Oscar”lı oyuncular arasına girmek için çırpınan Leonardo her zamankinden farklı bir oyunculuk, bir karakter oyunculuğu gösterememiştir. Eğer vereceklerse oynadığı filmlerdeki oyunculuğundan dolayı değil de, artık tadı kaçmak üzere olan tutkusuna ve hırsına versinler de o da rahatlasın bizde kurtulalım bu saçmalıklardan...
Leo "Oscar" alsın
alsın diye tutuşan, çabalayan, propoganda yapan tüm dünya!, alsın tabi alsın ve
hepimizin aklına soksun ki o ödül gerçek değildir!...
tom ford değil tom hardy :)
YanıtlaSil:) teşekkür ederim, düzelttim. Nereden çıktı bilemiyorum ama biraz benziyorlar birbirlerine :)
Sil