Her yaygın, katı ve sorgulanmasından korkulan düşünce dünyası sonunda toplum düzeyinde zihinsel bir karadelik oluşturur, ışık geçmez içinden...
Hiçbir düşüncenin ılımlısı, radikali
olmaz! olamaz! Düşüncelerin ancak değerlisi, değersizi olur!... kaynağı ne olursa
olsun, ne varsayılsa varsayılsın üzerinde konuşulması, tartışılması engellenen
her düşünce durgun su gibidir... ilk başta güvenli bir limanmış gibi gelir; her
sorumuza bir cevapmış gibi gelir, oysaki sorularımız aklımızla sınırlıdır!...
aklımızı ve vicdanımızı hiç tereddüt etmeden bırakırız orada... zamanla
kirlenir, kullanılamaz hale gelir kaçınılmaz olarak durgun
düşünceler, değersizleşir, ilkelleşir ilkeler!... ve sonunda anlamsızlaşır!...
fark edilemez bu durum alışkanlıkları ile yaşayan zihinlerde... ölü
düşüncelerin en sevdiği yerler akılsız ama zeki beyinlerdir, burada kokmaya
başlar, sonra hızla her düzeyden aptallara bulaşır, nüfuz eder ölümcül bir
virüs gibi bu düşünceler... gerçekte varolmadıkları bir hayata düşman olarak...
anlamsızlığı yaşatmaya çalışarak!...
...ve bu anlamsızlığı yaşatmanın tek yolu
kalır sonunda: anlamsız şiddet!, değersiz düşünceler en merkezinden çürür,
radikalleşir, özünden bozulur, kendi dışında her tarafta hastalık görmesi gibi
bir akıl hastalığıdır değersiz düşünceler... çünkü gerçek bir amaç yoktur;
sadece nefret vardır, kendi gibi olmayandan nefret... amaç korkutmaktır,
dehşete düşürmektir, gerçek neden ise hayata düşman olmaktır...
anlayamadığımız, algılayamadığımız hayatlara düşman olmaktır... ve artık dünya
küçüktür... aklımız kadar küçüktür... ama küçük aklımızın yıkımı büyüktür...
Gerçek suçlular, gerçek
kötüler kendilerini koruma duvarlarının arkasına gizlerler, ne yaptıklarını,
nelere sebep olduklarını algılayacak akılları yoktur! ve masumları, neden
öldüklerini bilmeyenleri tek hedef olarak ortada bırakırlar...
Paris'te, Beyrut'ta,
Ankara'da, Suriye'de, Irak’ta, Ortadoğu'nun ve Afrika'nın birçok yerinde hep
öldürülmesi kolay olanlar öldürüldü, kendilerini koruma imkanı olmayanlar,
neden diye sorduklarında anlamlı bir cevap bulamayanlar, masum olanlar...
Bundan sonra da dünyanın birçok yerinde böyle olacak maalesef...
Dünya tarihinde yeni ve pek
de kısa sürmeyecek bir dönemdeyiz. Başlangıcı 11 Eylül olarak yazılacak...
yapısı ve uzlaşmaz çelişkileri ile en zayıf ülkelerde sürdürülmesi istenen bu
savaş ne yapılırsa yapılsın kabına sığmıyor... dehşetin oyun alanı
genişliyor... günü kurtaran politikalarla ve feda edilen masumlarla dünyanın bu
durumla başa çıkması mümkün değil artık...
Dünya
küçük, aklımız kadar küçük!...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder